Forum içi yönetici alımları için buraya tıklayarak başvuruda bulunun!

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Çanakkale Savaşı’nın inanç analizi

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1Çanakkale Savaşı’nın inanç analizi Empty Çanakkale Savaşı’nın inanç analizi Perş. Şub. 19, 2009 2:42 pm

Misafir


Misafir

Çanakkale Savaşı’nın

inanç analizi


Osmanlı İmparatorluğu zamanında Müslümanlık gittikçe yayılarak Avrupa
merkezine kadar gelerek hıristiyanlığa büyük üstünlükler sağlamıştı.
Birçok defa Avrupa Birleşik Güçleri Papa’nın emrinde birleşerek Haç
savaşları yapılmış ama bunların yaklaşık olarak hemen hemen hepsi
başarısız kalmıştır.



Çanakkale Savaşı’nın derinliklerinde Türk ve İslam inançlarının
durdurulması Avrupa’dan dışa atılması ve Orta Asya’ya kadar takibi
yatmaktadır. Bu savaşlar bu dini inanç ve ideolojisi üzerine inşa
edilmiştir.



Bu savaşın kökeninde de keza ekonomik petrol zenginlikleri ve doğal gaz enerji kaynaklarının kendi ellerine geçmesi de vardır.



Savaşa katılanların kimin ölüp gideceği kimin yaralanıp sakat kalacağı kesinlikle bilinmemektedir.



Birçok yeni asker hatta korunmasını sadece tabii zekasıyla yapan nice
askerler savaşı bitirerek evlerine dönmüş çok bilgili iyi korunan ve
çok tecrübeliler ise savaş alanında kalmışlardır. Bu durum tamamen;
Takdiri ilahidir. Bunun başka türlü yorumlanması ise mümkün değildir.

Savaş teknikleri inanç ve

ruhi dengeler

Türk askerleri ayrıca savaş tekniğinin en basit olanlarını gayet iyi
bildiklerini burada da ispat etmişlerdir. Mevzilenme ve siper savunması
bunların en başında gelmektedir.

Çanakkale savaşlarında düşmanlarda en modern teknik ve silahlar en
geniş imkanlara sahip askerler vardı. Onlara karşı Türkler ise cesaret
inanç vatanperverlik disiplin ve askeri bilgilerle karşı koyarak
muvaffak olmuşlardır.

Çanakkale savaşları ölümle hayatta kalmanın kavşak noktası olmuştur.

Genel ilke ise şudur: “Milletimizin yaşaması bizim ölümü tercih
etmemize bağlı olmaktadır. Biz burada ölümü göze alamazsak bu millet
yer yüzünden tamamen yok olabilir.”

Cesaret ve inançın değeri müttefiklerin güçlü donanmasındanki en büyük gemilerin batırılmasında açıkça görülmüştür.

Mesela; müttefiklerin Goliath muhteşem zıhlısı basit ve küçük bir hümcumbotun torpilleri ile batırılmıştır.

Çanakkale Savaşı (Çanakkale Zaferi)
I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin Çanakkale Boğazı'nı geçmek isteyen İtilâf kuvvetleriyle yaptığı savaşlar (1915).
Bahriye Nazırı Churchill'in teklifleri ve İngiltere'nin ısrarıyla
İtilâf devletlerince girişilen harekâtın amacı Rusya ile doğrudan
temasa geçmek onlara silâh ve malzeme yardımı yapabilmekti. Bu yolla
Süveyş Kanalı ve Hint yolu üzerindeki Türk baskısı da kaldırılmış
olacak; savaşa katılmak istemeyen Balkan devletleri İtilâf devletleri
yanında yer almağa zorlanacaktı.

Yapısı bakımından savunmaya elverişli olan boğaz Türkler tarafından
mayınlanmıştı. Tabyalar toprak ve taştandı. Zırhlı veya betondan tabya
yoktu; ayrıca birçok sahte mevzi yapılmıştı. Savunma düzeni dış orta ve
iç bölgeler olmak üzere üçe ayrılmıştı. Bunların kumandası Miralay
Cevdet Bey'de idi. Savaş ilânından birkaç gün sonra 3 Kasım 1914'te
İngilizler Seddülbahir ve Kumkale tabyalarını topa tuttular. 19 Şubat
1915'te boğazın dış tabyaları tahrip edildi. Ayrıca karaya çıkarılan
askerler tahrip işini tamamladılar. Bu harekâtta Türkler 19 top
kaybetti. Dış savunmanın düşmesi bazı ülkelerde büyük yankılara yol
açtı. Bulgaristan çekingen bir durum aldı. İtalya İtilâf devletlerine
meyletti. Yunanlıların İstanbul'a girmelerini istemeyen Ruslar 40 bin
kişilik yardımcı bir kuvvet göndermeyi teklif etiler. Bunun üzerine
İngilizler ve Fransızlar boğazları Ruslara vermeyi vaat ettiler. Bundan
sonraki büyük taarruzun Marmara Denizi'ne geçmek amacıyla Fransız ve
İngiliz savaş gemileri tarafından 18 Mart 1915'te yapılması planlandı.
Orta savunma tabyaları sürekli olarak bombardıman edildi. Dış hatlara
komandolar çıkarıldı. Boğazdaki mayın tarama ve temizleme işi başarıyla
yürütüldü. Fakat 7-8 Mart gecesi Yüzbaşı Hakkı Bey kumandasındaki
Nusret mayın gemisi karanlık limana sezdirmeden tekrar mayın döşedi.
İtilâf kuvvetlerinin 16 harp gemisi 18 Mart 1915'te boğaza girerek
tabyaları ateşe tuttular. Gerek mayınlar ve gerekse bataryaların
atışları ile İtilâf kuvvetleri birçok gemi kaybederek geri çekildi.

18 Mart hücumu Çanakkale'nin karadan yardım görmedikçe geçilemeyeceğini
gösterdi. Bunun üzerine İngiliz Fransız ve Anzaklardan (Avustralya Yeni
Zelanda ordusu) kurulan 70 000 kişilik kuvvet 25 Nisan 1915'te
Seddülbahir ve Arıburnu bölgelerinde karaya çıkarıldı. Düşman
kuvvetleri 109 harp ve 308 nakliye gemisi ve özel çıkarma araçlarıyla
denizden desteklenmekteydi. Bu çıkarmaya karşı savunma görevi 5. Orduya
verildi.

İlk çıkarmalar Seddülbahir Arıburnu ve Kumkale'ye yapıldı. Bazı
yerlerde başarı kazanan düşman kesin sonuca gidemedi. Seddülbahir ve
Arıburnu'nu almayı başaramadı. Binbaşı Mahmud Bey idaresindeki Türk
kuvvetleri düşmanın içi bölgelere sızmasını engelledi. İlk çıkarma günü
19. Tümen kumandanı Mustafa Kemal Bey (******) 17. Piyade Alayını
Conkbayırı'na vaktinde yetiştirerek Kocaçimen tepesinin düşman eline
geçmesini önledi. Düşman 25 Nisan 1915 harekâtında büyük kayba karşılık
küçük bir köprübaşı
elde edebildi orada tutundu. Türk kuvvetleri gecenin karanlığından
faydalanarak düşmanı denize dökmek istediyse de bu harekâtta yer alan
Arap askerlerinin başarısızlığı ve çıkarttıkları gürültü buna imkân
vermedi. Öte yandan 15 000 kişilik Anzak kuvveti de karaya
çıkarılmıştı. Aynı günlerde düşman Saros Körfezi'ne Beşike Limanı'na
gösteriş çıkarmaları yaptı. Sonraki günlerde de Alçıtepe ve
Arıburnu'nda Kocaçimen tepesini elde etmek için harekete geçti. Fakat
5. Ordu kuvvetleri büyük kayıplara rağmen düşmanı püskürttü. Bu arada
yapılan Seddülbahir Arıburnu ve deniz savaşları çok kanlı geçti. Düşman
Seddülbahir'e 26 Nisan günü top ateşiyle hücuma başlamıştı. 1 Mayıs
gecesi ve daha sonraki günlerde 17 000 kişilik Türk kuvveti karşı
saldırıya geçti. Fakat bunda başarı kazanılamadı ve Türkler 16 000
kayıp verdiler. İngilizlerin kaybı 14 000 kişiydi.

Düşmanın ikinci hücumu 6-8 Mayıs arasında Alçıtepe'yi ele geçirmek
oldu. Birkaç kere siperlere giren Fransızlar püskürtüldü. Sadece
birinci hat siperleri düşman elinde kaldı. 26 Nisan'da ve daha sonraki
günlerde denizde savaşlar oldu. Türklerin Nurulbahir adlı gemisi battı.
Gülcemal vapuru yara aldı. Buna karşılık İtilâf kuvvetlerinin Goliath
zırhlısı batırıldı.

14 Mayıs'ta İngiliz harp komitesi savaşa devam kararı aldı ve İngiliz
kabinesinde bazı vekiller değiştirildi. 18 Mayıs'a kadar nemli çarpışma
olmadı. Haziran ayında kanlı siper muharebeleri yapıldı. 4 Haziran'da
50 000 kişilik İngiliz ve Fransız ordusu 25 000 kişilik Türk ordusu
üzerine top ateşi desteğinde taarruza geçti. Taarruzda zırhlı araçlar
da kullanıldı. Bu hücum Çanakkale'deki en kanlı muharebe oldu. Düşman
bazı Türk siperlerine girdi. 9 Temmuz'da Seddülbahir kumandanlığına
Vehip Paşa getirildi. Biraz sonra Kerevizdere savaşları başladı.
Çıkarmanın başlamasından 70. güne kadar Türk ordusu 100 000 kayıp
verdi. Her şeye rağmen düşman ilerlemeyi başaramadı yeni bir çıkarma
yapmaya karar verdi. Amaç Anafartalar platosunu ve Kocaçimen'i ele
geçirmekti. Taze kuvvetler Ağustos başında Suvla kıyılarına baskın
halinde çıkarma yaptılar. Bunun üzerine Mustafa Kemal'in emriyle 28. ve
41. alaylar 10 Ağustos'ta hücuma hazırlandı. Kumandanın kısa bir
konuşmasından sonra süngü hücumu başladı. Düşman siperlerinde
bastırıldı. Türkler Şahinsırt'a kadar ilerledi. Savaş sırasında Mustafa
Kemal'in göğsüne bir şarapnel parçası çarptı. Düşman Mustafa Kemal'in
yönettiği bu harekâtla ağır kayıplar vererek püskürtüldü.

1915 yılının sonbahar ayları kanlı fakat sonuç alınamayan çarpışmalarla
geçti. Türk başkumandanlığı 1. Orduyu Gelibolu'ya yolladı. Böylece Türk
ordusu 21 tümene çıktı. Başlangıçta üç gün içinde Çanakkale Boğazını
geçeceklerini sanarak giriştikleri savaşı bir an önce sonuçlandırmak
isteyen İtilâf Devletleri yeni kuvvetler sağlamağa çalıştılarsa da
sonuç alamadılar. General Charles Monroe Çanakkale'nin boşaltılması
gereğini belirten bir rapor verdi. Bunun üzerine 5 Aralık tarihinde iki
İngiliz tümeni Selânik'e gönderildi. Kasım ayında başlayan yağmur ve
kar fırtınası siperlerde birçok askerin boğulmasına sebep oldu. Bu
felâkette düşmanın kaybı da çoktu.

Limanda birçok küçük gemi battı. Neticede çıkarma sahaları düşman
tarafından boşaltıldı. Gizlice yapılan boşaltma harekâtı sonucu Ocak
1916'da Gelibolu yarımadası tamamen bırakılmış oldu. Bu arada bazı
çarpışmalar da oldu. Anafartalar ve Arıburnu çekilmesi sırasında
dikkati dağıtmak için düşman 19 Aralık günü Seddülbahir bölgesine
saldırdı. Buraya döşenmiş olan mayınlar Türklerin düşmanı takibine
imkân vermedi.

Çanakkale I. Dünya Savaşında Türkiye'nin çarpıştığı on cepheden
biriydi. Türk kara ordusu savaş araç ve gereçleri bakımından çok
zayıftı. Burada görev alan Türk deniz kuvvetleri 1911-1912 İtalyan ve
1912-1913 Balkan savaşlarında yıpranmış durumdaydı. Savaş sırasında
Türkiye müttefiklerinden beklediği yardımı göremedi. Sadece Alman
subayları Türk subayları yanında görev aldılar. Avusturya'nın yardımı
iki bataryadan ibaret kaldı. Beklenen silah ve malzeme yardımı
sağlansaydı sonuç çok daha farklı olabilirdi.

Çanakkale savaşları 85 ay sürdü. Türk ordusunun karşı koymasıyla
Çanakkale Irak Filistin cephelerinde bir milyona yakın İngiliz ve
Fransız askeri batıdaki ana cephelerinden uzak tutulmuş oldu. Savaşlar
iki taraf için de büyük kayıplara sebep oldu. İtilâf devletleri
Çanakkale'ye önce 70 000 kişi göndermişlerdi. Sonradan bu kuvvet 500
bin kişiye çıkarıldı. Bunun 400 000'i İngiliz 79 000'i Fransız
ordusundandı. İngilizlerin kaybı 115 000'i ölü yaralı esir ve
memleketine gönderilen 90 000'i hasta olmak üzere 205 000 idi.
Fransızların kaybı 47 000'di. Türklerde ise şehid yaralı ve hasta
sayısı 252 300'ü buldu









window.google_render_ad();

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz